
Uygarlık Nedir?
İnsanın ilkel topluluklardan uygarlığa geçişinin tarihi binlerce yılı kapsayan bir süreç, hatta bir çeşit mahşerdir. Herkes bu geçişte yer almıştır.
Bu nedenle Uygarlık Tarihi insanın özünün muhasebesi olup, insanın aynada kendisi ile hesaplaşması ve kendisine bakması demektir.
Bu süreçte kokunun da önemli bir yer işgal ettiğini ve güzel koular üretebilmenin daima uygarlıkla ilişkilendirildiğini söylemek kesinlikle yanlış olmayacaktır.
İnsanlık kadar, inanç kadar hatta varoluş kadar eski aslında kokunun tarihçesi. Yaygın kanaate göre M.Ö. 5000’li yıllara dayandırılır kokunun temelleri. Kokunun çıkış yeri ise sanılanların aksine Mısır değil MEZAPOTAMYA’dır.
Babil’liler, kokunun manasını alt üst eden insanlar olarak tarihe geçmişlerdir. Özellikle Anadolu, Mısır, Çin ve Arabistan’da dini törenler esnasında kokulu maddelerin yakıldığı rivayet edilir. Bugün bile Anadolu’da mezarlarda türsü yakmak geleneği devam etmektedir. Yanan maddelerden çıkan dumanın, kutsal varlıklara mesaj taşıdıklarına inanırlardı. Hatta bazı kokuların altından bile daha değerli olduğu kabul edilirdi. Bu kokular çok özel cam şişelerde (yağdanlık da deniyor) muhafaza edilip, nesilden nesile aktarılmıştır.
Mısır ve Fransa bu konuda hak etmedikleri bir üne sahiptir ne yazık ki. En azından başlangıç noktası olarak Mısır’ın anılması büyük talihsizliktir ama küçük bir tablet bu yanlışı düzeltmiştir. Tarihte küçük bir gezinti yaptığınız esnada, alkol katkılı parfüm noktasında Macar kraliçesi Elizabeth ismini görebilirsiniz.(yaklaşık tarih 1370) Kendisi güzelliğiyle dillere destan olmuş bir kraliçedir. Rivayet edilir ki, 25 yaşındaki Polonya Kralı kendisine evlenme teklif ettiğinde Kraliçe Elizabeth 72 yaşındadır. Bu güzellik ve tazeliği muhafaza eden şeyin ise “Macar Suyu” diye bilinen ve ilk “alkol temelli parfüm” namına sahip bir koku olduğu rivayet edilir ki bu öykü bizi gülümsetmektedir ama kabul etmek gerekir ki gayet güzel bir reklamdır.
Biberiye yağı ile alkol karışımından elde edilmiş, lavanta yağı ile zenginleştirilmiş bir karışım olan Macar suyu, günümüz koşullarında pek alıcı bulamasa da o gün için devrimdi denilebilir. Buğün asla o etkiyi yaratamazsınız ama güzel kokular günümüzde hala insanları etkilemeye devam ediyor.İlk sentetik parfüm nitrik asit ve benzenden yapılmış nitrobenzendir.
Nitrobenzen
Bu ilk sentetik koku badem kokusu verir ve genellikle sabun kokusu olarak kullanılmıştır. 1868 yılında William Perkin tarafından kumarin sentezlemiştir.
Kumarin
Berlin Üniversitesi’nden Ferdinand Tiemann ise sentetik menekşe ve vanilya üretmişti
Alpha-Ionone(Menekşe kokusu)
Vanilin
Francis Despard Dodge, Amerika Birleşik Devletleri’nde, sitronella yağı ile elde edilmiş ve limon benzeri bir kokuya sahip olan citronella’yı deneyerek, gül benzeri bir kokuya sahip bir alkol olan sitronellol’ü sentezlemeyi başardı.
Farklı sentezlerde elde edilen, bu bileşikler, tatlı bezelye, nergis, sümbül ve zambaklarının kokularını verir.
Son dönemlerin en gözde bileşiklerinden biri de Ambroxdur.
Ambrox genellikle parfüm kompozisyonlarının temel notalarından biri olarak kullanılır. Birden fazla sentez yolu vardır.
Tıpkı parfüm sanatı yüzyıllar boyunca ilerledikçe, parfüm şişesinin sanatı da aynı şekilde ilerlemiştir. Parfüm şişeleri içinde bulundukları yağ kadar titizlikle seçilir
Günümüzde parfüm şişeleri, başlı başına bir sektördür. Bu sektör, içindeki ürnün kalitesine, farklı ekonomik gelirlere ve kültürlere sahip insanların beğenilerine göre değişen birlerce farklı model ve malzeme ile şişeler üretir.
Peki ya bugün parfüm endüstrisi ne durumdadır?
Yanan ateşin kokusundan başladığı düşünülen serüven bugün adeta bir çılgınlık noktasına ulaşmıştır.
Olayın ekonomik boyutu son derece büyüktür. Kokunun sadece kendisi değil ambalajı bile başlı başına devasa bir sektördür.
Madalyonun parayla ifade edilemeyen diğer yüzüne gelince; orası bambaşka bir dünya olup, kadim bilgidir, gelenektir, prestijdir.
Hatta ve hatta bireysel olarak karakterimizin altını çizen bir çeşit kartvizittir denilebilir.
