
Parfümün batı dünyasında ortaya çıkışı M.Ö. yedinci yüzyıla denk gelir. Her ne kadar parfümün ortaya çıkışı diye başlanılsa da burada kullanılması gereken doğru tabir ‘parfümün batıya ulaşmasıdır. Çünkü parfüm batı dünyasına Doğu kültüründen aktarılmıştır. Pers İmparatorluğu ve Mısır’ı işgal etmeyi kafasına koyan Büyük İskender’in seferleri sırasında parfüm ile tanışan Batı dünyası, parfümü kendi inançları ile bağdaştırmışlardır.Roma İmparatorluğu’nun erken dönemlerinde parfüm kullanımı oldukça popüler idi. Parfümü daha çok dini törenler ve cenazeler için kullanan Romalılar yeni kokular üretmekte de oldukça becerikliydiler. Fakat Hristiyanlığın başta Roma İmparatorluğu olmak üzere tüm Batı dünyasında yükselmesi ile birlikte, Batı’nın parfümle dansı uzun bir sure kesintiye uğradı. Parfümü cinsel isteği artırdığı gerekçesi ile tamamen yasaklayan Hristiyan dünyası Ortaçağ boyunca sırf karanlıkta kalmamış aynı zamanda kokusuz da kalmıştır.

1400-1500 İtalya ve Parfüm
Parfüm üretiminde ciddi bir atılım, ortaçağ İtalya’da,% 95 alkolden ve kuvvetli bir kokuya sahip, berrak bir madde olan suda yaşayan mirabilisin nasıl yapılacağını keşfedince ortaya çıktı. Sıvı parfümün doğuş şekli buydu. Bu buluşun ardından İtalya birkaç yüzyıl boyunca dünyanın parfüm ticaretinin merkezi oldu.Fransız parfümünü Fransa’ya ve dünyanın geri kalanına getirmekle yükümlü olabilecek bir kişi varsa, Fransız kralına İtalyan bir gelin olarak İtalyan parfümeri Rene le Florentin tarafından yapılan parfümlü Catherine di Medici, Bergamot ve portakal çiçeği ile kokulu bir su. Ayrıca onun için misk kedisi ve kürk kokulu eldivenler hazırlamıştır.Buradan, işler hızlı bir şekilde hızlandı: bastırılmış Viktorya dönemi İngiltere’de parfüm popülaritesinde kısa bir düşüşün ardından, sentetik bileşikler 1800’lü yılların sonunda keşfedilmeye başlandı ve modern parfüm endüstrisi doğdu.
Kaynak: Depositphotos’tan
Versay Sarayı’nı gezdiren rehberler koca sarayda hiç tuvalet olmadığını, saray halkının tuvalet ihtiyacını perdelerin arkasında giderdikten sonra bir kumaş parçasına sararak sarayın bahçesine attığını anlatırlar.i Gerçekten de parfümün Fransa’da bu denli yaygınlaşmasının sebebi, Kraliyet Ailesi ve zenginler tarafından su ve sabun yerine kötü vücut kokularının bastırılması amacıyla kullanılmasında yatmaktadır. Fransızlar, parfümün tene zarar verdiğini düşündükleri için derilerine direkt temas etmesinden hoşlanmazlardı. Bu yüzden parfümlü eldivenler Fransa’da çok moda olmuştu. Sadece eldivende değil, kürkler, eşarplar, evdeki aksesuarlar ve hatta mobilyalar bile parfümle yıkanırdı.

18. yüzyıl ve sonraki dönemde Fransa’nın güneyindeki Grasse bölgesinde yetiştirilen parfüm malzemeleri parfüm üretimini iyichızlandırmıştır.
Napolyon’un her ay 60 büyük şişe yasemin parfümü kullandığı, karısı Josephine’in kullandığı parfümün kokusunun öldükten 60 yıl sonra dahi yatak odasında hissedilebildiği ise parfüm tarihine düşülmüş dedikodulardır. Fransa dışındaki Avrupa ülkelerinde de parfüm kullanımı oldukça popülerdi. İngiltere’de VIII. Henry ve Kraliçe I. Elizabeth zamanında tüm kamu binalarının odalarına bolca parfüm döküldüğü, konu ile ilgili rivayetler arasındadır.
Kraliçe Elizabeth’in çok güçlü bir koku duyusu olduğu, kötü kokuları tahammül edemediği, bu yüzden de sarayda ona koku hazırlamak için çalışan birçok görevlinin bulunduğu söylenmektedir.
Parfüm zaman içinde bugün bildiğimiz haline evrilmiştir. Modern kimya sanayi, insanların değişen yaşam tarzları ile pararel değişen zevkleri nedeni ile parfüm üretimini bambaşka bir platforma taşımıştır.Gizli formülleri, mistik öyküleri ve artan talep nedeni ile dev kozmetik markalarının milyonlarca dolar Ar-Ge ve yatırımı yaptığı büyük bir sektör haline getirmiştir.
19. yüzyılda dünyada yaşanan endüstriyel gelişmeler birçok alandaki üretim tekniğini ve üretim modellerini değiştirmiş, parfüm dünyasıda küçük atölyelerden büyük laboratuvara ve modaevlerindeki satış noktalarına taşınarak lüks tüketimin en tepesine taşımıştır.
Tarih içinde başlangıçtadinsel amaçla veya kötü kokuları bastırmak amacıyla kullanılan parfüm, 20. Yüzyılda kişisel bir prestij ürünü haline dönüşmüş ve vücut kokusunu saklamak değil vurgulamak, kişiliklerini dışa vurmalarını sağlamak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır.
Artık bu dev endüstri tasarım harikası şişeler, çekici ambalajlar, sanat eserinden aşağı kalmayan reklamlar ile hayatımızın değişmez parfüm markalarını bize sunmaktadır. Asırlardır kadın ve erkeklerin cazibe silahı olan parfüm, zamanla pek çok özellik kazanmıştır.
Bugün hâlâ, reçineden bergamota, ıtırdan vanilyaya kadar, bizlere sunduğu iç gıdıklayıcı esanslarla başımızı döndürmeye devam ediyor. Hem kadın, hem de erkek için, karşı cinse karşı kullanılan en baştan çıkarıcı silahlardan biri olarak kabul edilmiş ve böylece tüketimi artırılmıştır.
Parfüm dünyasın önemli ismi Coco Chanel;
“Parfüm bir kadının vazgeçilmez aksesuarıdır,”
Diyor ve bu güçlü silahın etkisini şöyle vurguluyor: “parfüm ya da koku birisi yanından uzaklaştığında, hatta yaşamından gittiğinde, ardında bırakabileceği en önemli izdir.”

Yine: “koku giymeyen bir kadının geleceği yoktur” söylemi de ona aittir.
Sektör modern zamanların büyüsü gibidir ve her geçen gün büyümeye devam etmektedir.
Kaynak:mattiealamode.com

19th Century Ottoman Turkish Beykoz Glass Bottle

19th Century Ottoman Turkish Beykoz Glass Bottle